8 Ocak 2015 Perşembe

Metin Göktepe!

Bugün Metin Göktepe'nin katledilişinin 19. yılı.
Metin Göktepe, 8 Ocak 1996 tarihinde Ümraniye E Tipi Cezaevinde yaşamını yitiren Orhan Özen ile Rıza Boybaş'ın Alibeyköy'de yapılacak cenaze törenine 'Mutlaka ben izlemeliyim arkadaşlar' diyerek gitti. Metin'e sarı basın kartı soruldu ve mezarlığa sokulmadı. Metin gitmeyip görevini yapmak için ısrar etti. Polis cenaze törenine saldırdı. Yoğun polis ablukasının olduğu Alibeyköy'de 500'ün üzerinde kişi gözaltına alındı. Metin'de alındı.
Diğer 500 kişiyle birlikte Eyüp Kapalı spor salonuna konuldu. Polisler basına karşı hassastı. Metin salona girerken polisler birbirini uyardı.
-Dikkat edin gazeteci... Özel muamele yapın.
Mehkemede yargılan polislerden Murat Polat genel muameleyi ifadesinde şöyle anlatıyor:
-Gözaltına alınanlar salona girdiklerinde yüzüstü yatırılıyordu. Tuvalete gidenlerin dönüşte hırpalanmış vaziyette olduğunu görüyordum. Çevik Kuvvet Amiri Korkmaz Karaşıoğlu gözaltına alınanlara hitaben "Orospular bu tarafa, pezevenkler bu tarafa" diyordu.
Metin bu genel muameleye maruz kalmadı onu ayrı bir yere koydular. Onun üzerine ayrıca saldırılıyor copların biri iniyor biri kalkıyordu. Metin yere yıkılınca yukarıdaki çağrı yineleniyordu.
-Gazeteciye özel muamele...
Polis Memuru Şuayip Mutluer ifadesinde özel muamele sonucu Metin'in ne hale geldiğini şöyle anlatıyordu:
-Tuvalete giden kısımda bir kişinin yerde yattığını gördüm. Kafasına mont çekilmişti. Metin Kuşat'a kim olduğunu sordum. Gazeteci dedi. Niye vuruyorsunuz dedim. Ezan okumasını ve İstiklal Marşı'nı bilmiyor dedi. Boşver dedim. Yerde yatan şahsa bir tekme attım.
Şuayip Mutluer ilk ağızdan anlatmaya devam ediyor.
-3-4 dakika sonra Saffet Hızarcı'nın yerde yatan şahsa "Bu Ali için, bu Rüştü için, Bu Süleyman için" diyerek vurduğunu gördüm.
Genel muameleye geri dönelim. Polis Memuru Fedai Korkmaz anlatıyor:
- Eyüp Spor Salonu'na getirilen şahısların tribüne alınması sırasında üzerinde "haydar" yazılı beyaz copu kullandım. İçeri gelenlerin kaba kısmına vurdum. Daha sonra bu cop Murat Polat ve Metin kuşat tarafından kullanıldı.
Emniyet Amiri Seydi Battal Köse Eyüp'e 12.00'de geldiğini belirtiyor. Kendisine bir kişinin fenalaştığını söyleniyor. Kendiside dışarı çıkartmalarını söylüyor. Olay Köse'nin ağzından mahkeme tutanaklarına şöyle yansıyor:
-4 kişi bu şahsı tutarak dışarı çıkarttılar.Yere yatırdılar. Başına Fikret Kayacan ve Tuncay Uzun'u bıraktım. Yanından ayrılmamalarını tembih ettim. Giriş kapısındaki polislere insanları dövmemelerini söyledim. Metin Kuşat bana Şuayip Mutluer'in ve Buhan Koç'un Metin Göktepe'yi dövdüklerini anlattı. Saat 19.30'da Mehmet Aköse yanıma gelerek çay büfesinin önünde bir cesedin bulunduğunu bildirdi. Yanına gittim, nabzını tuttum, ölmüştü!
Köse anlatmaya devam ediyor;
-Bir süre sonra İlçe Emniyet Müdürü M. Ali Aydın Akdemir salona geldi. Başkomiser Mustafa Karataş İlçe Emniyet Müdürü'nün salonda kimlikleri karıştırarak, Metin Göktepeni kimliğini aldığını söyledi. Sonra salıverme tutanağı hazırlandı. Tutanakta Metin Göktepe'nin ismi bulunmuyordu. Bu şekilde gözaltına alınmadığının tespiti yapılmış oldu.

Olay gününde Metin Göktepe'nin evine gidelim birde. Annesi Fadime Ana üzerinden 19 yıl geçmesine rağmen yaşayarak anlatıyor:
-“Aziz okula gidecekti. 'Anne çay koydun mu?' dedi, dedim 'Evet koydum, Metin’de gelir şimdi'. Sonra o ekmek almaya gitti. Geri geldi ki ağlıyor. 'Aziz ne oldu' dedim. 'Anne abimi vurmuşlar' dedi. 'Cerrahpaşa’da yatıyormuş' dedi. Ahhh… Gözüm ne kapı gördü ne bir şey. Ağlıyorduk, sesimizi duyan geldi. Kendimi balkondan aşağı atacaktım, beni tuttular. Orda bayılıp düşmüşüm. Bir yere götürmüşler beni, hiç haberim yok. Sonra eve geldim ki ev bir kalabalık. Dedim 'Oyy Metin ölmüş, Metin yok..'






Davası uzun ve olaylı sürdü. Gazetecilerin ve kamoyunun gücüyle olayın faillerinden 6'sı 7 yıl 6 ay hapis cezası aldı. İçeride 1 yıl 6 ay kalıp 1999 affından yararlanıp çıktılar. Türkiye'de ilk katili ceza alan gazeteci Metin Göktepe.



Not1: İfadeler Nazım Alpman'ın Şubat 1997'de Milliyet'teki yazısından. Annesinin sözleri ise İleri Haber'deki Meryem'in röportajından.
Not2: Bütün gecemi Metin Göktepe'ye ayırdım. Hakkındaki gazete haberlerini vs. okudum. Davaya müdahil avukat, sanık, hakim, emniyet müdürü bulabildiğim ne varsa baktım. Bilmememin utanılacak bir şey olduğunu düşünüp okudum. Okudukça bilmediğime utandım. Bir gazeteciyi anmanın en güzel şekli yazmak olacağı için yazdım. Uykum geldi, Metin Göktepe'ye duyduğum sorumluluktan bu yazıyı bitirmeden uyumamaya karar verdim. Sabah oldu, yazı bitti -Metin Göktepe 19 yıl önce dün öldürüldü- ben uyuyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder