26 Eylül 2010 Pazar

Don Kişot...

“İnsan hayatında üç kez don kişot’u okumalıdır. Kahkahanın bolca dudaklara fırlayıp duyguları harekete geçireceği gençlikte, mantığın hakim olmaya başladığı orta yaşta ve her şeye felsefe açısından baktığı ihtiyarlıkta.” diyor yazar.
Picasso'nun bir çok Don Kişot tablosundan biri

Sıradan, şişman bir köylü kızı olan Aldonzo'yu dünyanın en güzel ve asil kadını görür Don Kişot. Doğru hangisi? Köylülerin dediği gibi basit, çirkin bir köylü kızı mı Aldonzo yoksa Don Kişot'un dediği gibi eşsiz güzelliği olan Dulsinya mı o?
Acaba Nazım ne diyor bu işe;

Don Kişot

Ölümsüz gençliğin şövalyesi,
ellisinde uyup yüreğinde çarpan aklına
bir temmuz sabahı fethine çıktı
güzelin, doğrunun ve haklının:
Önünde mağrur, aptal devleriyle dünya,
altında mahzun ve kahraman Rosinant’ı.

Bilirim, hele bir düşmeye gör hasretin halisine,
hele bir de tam okka dört yüz dirhemse yürek,
yolu yok, Don Kişot’um benim, yolu yok,
yel değirmenleriyle dövüşülecek.

Haklısın, elbette senin Dulsinya’ndır
dünyanın en güzel kadını,
elbette sen haykıracaksın bunu
bezirganların suratına,
ve alaşağı edecekler seni
bir temiz pataklayacaklar seni.

Fakat sen, yenilmez şövalyesi susuzluğumuzun,
sen, bir alev gibi yanmakta devam edeceksin
ağır, demir kabuğunun içinde
ve Dulsinya bir kat daha güzelleşecek.

                                                          Nazım Hikmet Ran

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder